Cumhuriyetten önce küçük bir yerleşim niteliği olan Ankara, başkent olmasıyla Türkiye Cumhuriyetinin kurucu Atatürk tarafından kentin başkent kimliğine uygun gerekli düzenlemeler sağlanmıştır. Kentin gelişme potansiyeli göz önünde bulundurularak artacak nüfus için yerleşim bölgelerinin planlanması gerekliliği anlaşılmış 1924 yılında Ankara şehremaneti kurularak kentin imarı için çok yoğun bir çalışma başlatılmıştır. Ankara için ilk plan, geleneksel dokunun kendi haline bırakılması palanın çekirdeğinin Kale’den Çankaya’ya yönlenmesi, Kızılay meydanının düzenlenmesi gibi kararları beraberinde getiren Jansen planıdır. Daha sonra 1957 yılında onaylanan Yücel-Uybadin planıyla Ankara,yalnızca Belediye sınırları,içinde,batı,kuzey ve doğu bölgelerinde bir çevre yoluyla kuşatılmış yağ lekesi şeklinde bir gelişme gösteren tek merkezli,gecekondusuz,oldukça yoğun ve görece homojen 750.000 nüfuslu bir kent olarak tasarlanmıştır.Ancak 1950 ‘de yaşanan göç olgusuyla artan nüfus kent çeperlerinde gecekondu ve kaçak yapılaşmalara neden olmuştur.
1970’lerin ilk yarısında hazırlanmaya başlanılan nazım plan ile, Ankara şehrinin yerleşiminin merkezindeki yoğunlaşmasına dağıtmak ve sağlıklı bir şehir gelişmesini sağlamak amacı ile,1970’lerde Büyük Ankara Nazım İmar Planı hazırlanmış, şehrin Batı koridoru denilen Eskişehir yolu Çayyolu Batıkent bölgeleri,nüfusun yeni yerleşme alanları olarak belirlenmiş ve bu bölgelere raylı sistem götürülmesi ön görülmüştür.Daha sonra Büyük Ankara Nazım imar palanı onanarak yürürlüğe girmiştir.1990 yılında yapısal plan niteliğinde olan Ankara Nazım İmar Planının Ankara Metropoliten alan için temel gelişme politikası olarak belirlediği koridor ve aks gelişmesi bugünkü Makro formu biçimlenmesinde büyük ölçüde rol oynamıştır.Bu bağlamda,özellikle Batıkent, Eryaman ,Sincan gibi Toplu konut Alanları ile Sincan Organize Sanayi Bölgesi gibi önemli odaklar planlanarak gelişmeye yönelmiştir.
ODTÜ tarafından hazırlanan Ankara – 2015 çalışmasında Ankara Büyük Şehir Belediyesi Belediye ve Mücavir alan sınırlarının Metropoliten alanın gelişme potansiyeli açısından değerlendirildiğinde yeterli büyüklükte olmadığından Elmadağ, Kazan, Çubuk, Akyurt, Temelli, Ahiboz yerleşimlerine kapsayacak şekilde çalışılmıştır.
1990 yılının temel politikası olan koridor ve aks şeklinde gelişme politikası daha sonra oluşturulan yapısal planlarda da desteklenmiş, kent bütününde yoğunlaşan baskıların azaltılması ve Metropoliten alanın gelişmesine yön verilmesi, gelişme akslarının ve odaklarının belirlenmesi ve Metropoliten kent bütününün çevre ilçe, belde,bucaklarla ilişkilerinin ortaya konması ve amacıyla Ankara 2025 Metropoliten alan gelişme şeması oluşturulmuş ancak bu planın 3030 sayılı yasa uyarınca 1/5.000 ölçek dışında plan üretemeyeceği kararı ile iptal edilmesi ,ardından Körfez depremi sonrası Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 02.09.1999 tarihinde “İmar planı yapılması ve değişikliklerine ait esaslara dair yönetmelik”te gerçekleştirilen bir değişiklikle 1/25.000 , 1/50.000 , 1/100.000 ölçekli planların yapım yetkisinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca kullanılacağı hükme bağlanmış ve bu yönetmelikle ilk defa çevre düzeni planı ve nazım planının ölçekleri tanımlanmıştır.
Tüm planlama süreci sonucunda Ankara’nın bugünkü makroformu ortaya çıkmış, kent belirli akslara doğru gelişme göstermiştir.
Bu gelişme aksları:
-İstanbul-Kazan aksı:Yenimahalle susuz köyünden başlamak üzere İstanbul yolu boyunca, oto çevre yolu ile de bütünleşerek uzanan ve Kazan’a kadar ulaşan bu aks da sanayi ve depolama alanları ile konut alanları yer seçmiştir.Tem otoyolu ,Ankara –İstanbul Karayolu ,Mürted havaalanı gibi erişilebilirlik olanaklarını arttıran etmenlerin varlığı gibi potansiyeller nedeniyle bu aks ,kent içinde yoğunlaşan ve sorun oluşturan sanayi alanlarının gelişebileceği bir aks olarak değerlendirilebilir.
-Eskişehir Yolu –Temelli Aksı:
Ankara 1990 Nazım Planıyla Eskişehir Yolu boyunca koridor şeklinde bir gelişmenin önerilmesi ve bu plan kararına uygun bir biçimde ağırlıklı olarak prestij konut alanları ile kamu kurum ve kuruluşlarının bu alanda yer seçmeleri yanında fiziksel kısıtlayıcıların yoğun olmaması, kentsel gelişme eğilimlerinin özellikle bu önde yoğunlaşması, Ankara Metrosu II.Aşamasının Çayyolu’na dek uzanması ,Ankara –İstanbul arasında ,ihalesi yapılıp ,projelendirilmesi ve finansman aşamasında olup ve 2 yıl içerisinde bitirilmesi planlanan hızlı tren hattının Polatlının erişebilirlik olanaklarını artırarak burayı bir uydu kent haline getirme potansiyeli,bu aks üzerinde 40.Km’de Türkkonut kooperatifler birliğinin 3500 konutluk kooperatif şeklinde girişiminin planlamasının bitip projelendirme aşamasında olması,uluslararası göl projesinin Temelli Belediyesince hayata geçirilmesi ,prestij yoğun konut gelişimlerinin Eskişehir Yolu boyunca Temelli yakınlarına dek uzanması,özellikle son yıllarda kentin yoğun baskısından kaçmak isteyenlerin talepleri doğrultusunda Temelli-Polatlı arasında kırsal nitelikli,düşük yoğunluklu konut alanlarının arazi yer seçimi ve kooperatifler şeklinde yaklaşık 10.000 konutluk bir potansiyel oluşturması (bilinen), Gazi ve Hacettepe Üniversitelerinin Eskişehir Yolu ile Polatlı’da büyük bir kampus alanları için yer almış olmaları ve Son zamanlarda yoğunlaşan Prestijli Plazalar iş merkezleri, II OSB alanın Eskişehir Yolu ile güçlü bağlantısı kent ile kurduğu kuvvetli ulaşım bağlantıları ve ulaşılabilirliğin çok yüksek olması biçimindeki Eskişehir Yolu aksının çekiciliğini artıran potansiyeller değerlendirildiğinde bu aks Ankara’nın en önemli gelişme aksı olarak ortaya çıkmaktadır.
-Sincan –Temelli Aksı:
Demiryolu gibi önemli bir ulaşım bağlantısı güzergahı boyunca uzanan bu aks üzerinde Sincan Osmaniye I.Organize Sanayi Bölgesi ile Temelli’de yer seçimi yapılan iki ayrı Organize Sanayi (II OSB) yer almaktadır. Bu aksın önemli bir yol güzergahı olan Eskişehir –Afyon yolu ile kuvvetli bir bağlantı kurma olanağı, Polatlı gibi gelişmekte olan önemli bir çekim merkezine ulaşması ve Organize Sanayi alanlarının bu aks üzerinde yer alması burada yeni bir kentsel gelişme alanı oluşması ihtiyacını doğurmuştur.
-Konya Yolu-Gölbaşı Aksı:
TEM otoyolu güney geçişi ile Konya devlet Yolu gibi önemli ulaşım bağlantıları, Ankara kenti yerleşik dokusu güneyinde ,Ankara-Konya karayolu boyunca uzanan bu aksın gelişmesine ve güçlenmesine neden olmuştur.Ayrıca Gölbaşı özel çevre koruma bölgesi içerisinde yer alan Mogan gölünün rekreatif ve turistik amaçlı potansiyeli bu alanın çekiciliğini artırmış ve bu alanda konut ve turistik tesisler olmak üzere gelişme eğilimleri yoğunlaşmıştır.Alanın Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde olması nedeniyle Sanayi gelişimi ve diğer yapılaşmalar sınırlandırılmıştır.Bölge yaklaşık 20 yıllık süreç içerisinde daha çok kentsel yaşamın yoğunluğundan kurtulmak isteyen ve kırsal yaşamı arzulayan Ankara metropoliten alanında yaşayan üst gelir gruplarının,Çankaya-Yıldız-Oran üzerinden Taşpınar-Kızılcaşar-İncek-Tulumtaş koridoruna yönelmesi nedeniyle yoğunluğu az bir alan olarak gelişimine başlamıştır.Bu alanda bulunan mali arazilerinin Büyükşehir Belediyesi tarafından alınarak kooperatif şeklinde gelişmeler ile arazilerin el değiştirmesi ve villa tipi konutların gelişmesi devam etmektedir.
-Akyurt Aksı:
Çubuk I Barajı su toplama havzası ile Esenboğa Havaalanı uçuş konisi içerisinde yer almasından dolayı yapılaşma koşulları kısıtlı olan bu aks Ankara metropoliten alan kent bütünü yerleşik alanının kuzeydoğusunda Pursaklar, Bağlum belde yerleşimleri ile başlayarak, Ankara-Çankırı karayolu boyunca uzanmakta ve Akyurt ilçe merkezine ulaşmaktadır. Akyurt aksı, erişebilirlik olanaklarının yüksek olması nedeniyle sanayi yoğun olmak üzere bununla ilintili konut gelişimlerinin gözlendiği bir akstır.
-Çubuk Aksı:
Esenboğa Havaalanı (protokol) yolu boyunca, Çubuk ilçe merkezine doğru uzanan, Ankara kenti kuzeydoğusundaki Çubuk aksında da;
Çubuk I ve II Barajları su toplama havzası içinde kalmasına karşın gerek havaalanının, burada bulunması gerek Çubuk Ovasının yerleşme uygunluğu ve gerekse Çubuk II Barajının rekreatif-turistik nitelikli çekim etkileri yanı sıra protokol yolu özelliği de taşıması nedenleri ile özellikle sanayi ağırlıklı olmak üzere konut ve kentsel çalışma alanlarını da içerecek planlı ve plansız gelişmeler görülmektedir.
-Elmadağ-Kırıkkale Aksı:
Ankara Metropoliten Alan Kent Bütünü yerleşik alanın doğusunda, Ankara-Samsun karayolu ve ülkeyi doğu batı yönünde geçen demiryolu güzergâhı üzerinde gelişen bu aks Ankara kenti doğusunu, topoğrafik kısıtlayıcılar ve doğal eşiklerin yoğunluğu nedeniyle sınırlı olan gelişme potansiyeline sahiptir. Ancak bu aks üzerinde yer yer yoğunlaşan sanayi gelişim talepleri, güçlü karayolu ve demir yolu ulaşım bağlantıları ve Kırıkkale gibi sanayi yoğun bir merkezin çekim unsuru oluşturması aksın gelişme potansiyelini artırmaktır.
Tüm bu aks gelişmeleri ve potansiyelleri incelendiğinde, Eskişehir Yolu- Temelli- Polatlı aksı ile Konya yolu – Gölbaşı akslarının Ankara’nın en önemli iki gelişme aksı olduğu görülmektedir. Bu gelişme aksları, sahip olduğu potansiyeller doğrultusunda Ankara Metropolit an Alan Kent Bütünü üzerinde yoğunlaşan baskılar ve yükü hafifletmeye yönelik olarak değerlendirilerek, kentin yeni gelişme merkezlerine yönlendirilmesi ve Ankara Metropolitan kent merkezinin çevre yerleşimlerle ilişkilerinin planlı bir biçimde oluşturulmasıyla Ankara daha düzenli bir makro forma kavuşacaktır.