TEMFED TÜM EMLAK MÜŞAVİRLERİ FEDERASYONU

Ülkemizde toplam yatırımların yaklaşık %50 sini inşaat sektörü oluşturmaktadır. İnşaat sektörünün %75 ise konut inşasından meydana gelmektedir.. Sektör kendisine bağlı 200 den fazla alt sektörün üretime geçmesini sağlamakla birlikte, 1.000.000 üstünde insana iş sağlayarak istihdama sağladığı katkı ile ülkemizin en önemli lokomotif sektörlerinin neredeyse başında gelir.

 

Gayrimenkul zamansal durağanlıklar yaşasa da her zaman uzun vadede bakıldığında kazandıran tek yatırım aracı olma özelliğini de bu güne kadar hiç kaybetmemiştir.

 

Yine Son 3 yılda gayrimenkul ve inşaat sektörünün yıllık bazda bakıldığında %20 ler civarında büyüme kaydettiği görülmekle birlikte bütün sektörler içinde en fazla büyüme kaydeden sektör olmuştur.

 

19 milyona yaklaşan emlak vergisi mükellefi ile ve Gayrimenkul sahipliğinin %65 lerde seyreden oranı azımsanamayacak bir rakamda olsa %35 lik bir açığın, bunun ötesinde artık git gide önem kazanan nitelikli konut açığı ve yenilemelerle birlikte her yıl ortalama 500 bini aşan konut ihtiyacı olan ülkemizde büyük bir talebin olmasıdır Böylesine hacimli bir sektörün, diğer sektörlerle de olan yakın bağlantısı nedeniyle olumsuzluklardan her zaman en çok etkilenen ve birazda gecikmeli toparlanan bir sektör olması da elbette kaçınılmazdır. Son dönemde yaşanan durağanlıkta buradan kaynaklanmaktadır

 

Konjektürel ve çeşitli yapay olumsuzluklar çerçevesinde özellikle Konuta olan yüksek talep ve alım dalgasının 2006 ikinci yarısından itibaren hız kestiği izlenilmekle birlikte, özellikle fiyatların bundan sonra dengeye oturmaya başladığı bu günlerde talebin daha yumuşak ve hazmedilerek arza yöneldiğini görmekteyiz.

 

Bu gün yaşanan durgunluğa bir başka çerçevede baktığımızda ise bu gelişmeleri olumsuzluk olarak görmeyebilir ekonominin ve piyasanın kendi iç dinamikleri ile kendini olması gereken bir düzeltmeye çektiği de söylenebilir

 

Bundan sonra fiyat hareketlerinin ciddi ve hak etmediği bir yükseliş trendinde olmayacağı ve kısmen de biraz da yeni projelerin 2 elde işlem görmesi sonucu gayrimenkul piyasasında fiyatların aşağı veya yukarı hareketinde önemli bir rol oynayacağıdır.

 

Ülke ekonomisinin lokomotif sektörlerinin başında gelen Gayrimenkul ve inşaat sektörünün hareketli olması, istihdam yaratılması ve ülkemiz ekonomisinin düzlüğe çıkması için son derece önem arz etmektedir.

 

Buradan hareketle gayrimenkul piyasasında gelecek döneme ilişkin beklentilerimiz ve öngörülerimiz ise ;

 

Mevcut konut açığı ve yenilemelerle birlikte talebin artarak devam edeçeği,

 

Yetersiz olan ticari gayrimenkul stoklarına yönelik gerek yabancı gerekse yerli yatırımcıdan yoğun talebin geleceği,

 

Sahil kentlerinde belirsizlik yaşayan talebin açılçağı,

 

Son dönemlerde Yabancı yatırımcılarla sektöre yönelik kurulan ortaklıkların piyasada konut üretiminde etkin rol oynayacak olması da önümüzdeki dönemin önemli beklentileri arasında sayılabilir.

 

Bankaların birkaç yıl öncesine kadar “ 0 “la telaffuz edilen konut kredisi stoku bu gün GSMH ‘sına oranı %4 ler civarında iken beklentilerin gelişmiş ülkeler seviyesinde yani %30 lara hatta daha üstüne doğru bir trend izlemesi, önümüzdeki dönemde konut kredi faizlerinin %1 altına inmesiyle gerçekleşecek olmasıdır.

 

Yasallaşan İpotekli konut Finansman sisteminin ileride aksayacak yönlerinin bu günden revizyona tabi tutularak, sektöre geniş bir perspektifte bakmada gerek şehirleşme açısından gerekse sektörün geleceğini şekillendirmesi açısından son derece önem arz etmektedir.

 

Önümüzdeki döneme ilişkin diğer bir beklentimizde geçtiğimiz yıllarda yaşanan çoğunlukla spekülatif Yatırım ve Kullanıma yönelik alımların yerini bundan sonra biraz daha kullanıma ve yenilemeye yönelik alımlara bırakacak olmasıdır.

 

Bu güne kadar konut üretimi söz konusu olduğunda karşımıza en büyük sorun olarak bu amaca uygun arsa sıkıntısı olarak ortaya çıkmaktadır.

 

Yine önümüzdeki dönemde, Kentsel dönüşüm projelerinin hız kazanması, Özel sektörle birlikte TOKİ ve Belediyelerin işbirliği ile bu çalışmalarda epey yol alınacağı, Belediyelerimizin ve TOKİ nin konut yapımının da önceliğini Özel sektöre vermesi gerekliliği ve işbirliği içinde hızla Arsa üreterek TOKİ nin daha çok sosyal amaçlı konut yapımına yönelmesi ve piyasanın denetleyicisi konuma çekilmesi gerekmektedir.

 

TOKİ nin yine pazarlamayı tek elden değil geniş bir alanda Emlak müşavirleri kanalıyla birlikte pazarlamaya çalışması önemlidir.

 

Gayrimenkul ve İnşaat sektörüne yön veren üst noktadaki yöneticilerinin, sosyal sorumluluk bilinci içinde üretim, pazarlama, tüketiciyi yönlendirme ve bu konudaki görüş ve düşüncelerini kişisel beklentilerden uzak doğru bir biçimde şekillendirmesi gerektiğidir.

 

Sektörü daha doğru analiz etmeleri gerekmekte, sektöre uzun dönemli bir bakış ve beraberinde projeler hazırlamalıdırlar.

 

Piyasadaki aktörlerin ve sektörlerin yasal dayanak ve sorumluluklar içinde olması bunlarla ilgili yasal boşlukların kanun yapıcı tarafından en kısa zamanda doldurulması da önemli bir beklentidir.

 

Geçmiş bazı dönemlerde yaşadığımız kötü örneklerden ders alıp, gayrimenkul piyasasının kendi aktörleri dışındaki bazı unsurların önümüzdeki dönemde siyasi ve spekülatif amaçlı ve kısa dönemli baskılarına kapalı ve uzak durmak yine muhtemel yükseliş trendinin hazmedilerek yaşanması dileği ve beklentisidir.

 

Ülkemizdeki güven ve istikrar ortamının devam etmesi halinde gayrimenkul sektörünün önünün açık, yıldızının parlak olduğunu ve sektördeki büyümenin hızla devam edeceğini, sektörün önüne çıkan yapay dirençleri her zaman kıracağından kimse şüpheye düşmemelidir.

 

Herkesin Emlak Müşavirleri aracılığıyla nitelikli konut sahibi olacağı günlere merhaba demek üzere.

 

Saygılarımla